Araştırmacılar Bilinen En Küçük Genoma Sahip Yaşayan Bir Hücre Ürettiler

Araştırmacılar Bilinen En Küçük Genoma Sahip Yaşayan Bir Hücre Ürettiler

Amerikalı araştırmacılar potansiyel olarak yeni ilaçların, antikorların ve yakıtların geliştirilmesinde kullanılabilecek, kendini sadece 473 genle kopyalayan ve yaşamını sürdüren sentetik bir hücre dizayn edip ürettiler.

Biyolojik anlamda dönüm noktalarından birini çok yakın zamanda Craig Venter Enstitüsü’ndeki bilim insanları bakteriyel mikoplazma kromozomundaki genlerin yaşam ve replikasyon için minimum sayıda olmasını sağlayıp daha sonra bu en az sayıda gerekli olan geni tek bir DNA zinciri olarak yeniden sentezleyip gen olarak tamamen boş bir hücreye göndererek o hücrenin tekrar yaşama dönmesini gerçekleştirdiler.

Sentezlenen hücrenin resmi adı JCVI Syn3.0 (kısaca Syn3.0) olarak adlandırılmakta ve 473 genle birlikte 531000 DNA bazı içermektedir. 525 gen ve 600000 DNA bazından oluşan M genitalium olarak bilinen bakteri türünün sahip olduğu doğal genomdan daha küçüktür. Syn3.0 ayrıca doğal kendi hacmini iki katına birkaç haftada çıkartan M genitalium’dan farklı olarak her üç saatte bir hacmini ikiye katlamaktadır.

Araştırma ekibi hem çevresel şartlar hem de organizmanın metabolizması için minimum sayıdaki gene ihtiyaç duyan yeni hücreyi “minimal bakteriyel hücre” olarak nitelendiriyorlar.

Yaşamın sırlarının ortaya çıkması

Bilimin prestijli dergisi Science’ta yayınlanan keşif, insanlığın uzun süredir çözmeye çalıştığı ‘Yaşam nedir?’ sorusuna ışık tutmaya yardımcı olabilir. Daha spesifik olarak, Syn3.0’ün üretilmesi üç milyar yıldan daha önceki ilk okyanuslardaki yaşamın evriminin hikayesine dair kavrayışlar sağlayabilir.

Araştırma ekibinin başındaki Dr. Craig Venter, DNA kodunun hızlı okunma yeteneğinin son 25 yıl içinde 1 milyar kat artmış olmasına rağmen tek bir hücrenin tüm fonksiyonlarının hala tam olarak açıklanamadığına dikkat çekiyor. Dr. Craig Venter, DNA araştırmasının öncülerinden ve Haziran 2000’de sonlandırılan insan genom dizileme projesini yürüten iki bilimsel ekipten birinin başı olarak bilinmektedir.

2010 yılında Dr. Venter ve yakın çalışma arkadaşı Clyde Hutchison bir mikoplazma türünden yapay olarak ürettikleri mikrobiyal kromozomu başka bir mikoplazma türüne ait boş hücreye göndererek ilk sentetik mikrobu ürettiler. Bu sentetik mikrop ya da resmi adıyla JCVI-Syn-1.0, Syn.3.0’ün ilk atasıdır.

Ticari açıdan gelecekteki beklentiler 

Ayrıca Syn.3.0’ün ticari değeriyle ilgili oldukça fazla heyecan var. Syn.3.0’ün üreticileri hücreye aktarılan yeni genetik bilgi için patent başvurusunda bulundular çünkü ürettikleri bu yeni hücrenin pek çok temel biyolojik araştırma için test aracı ve çok duyarlı biyokimyasal ürünlerin geliştirilmesinde itici güç olarak kullanılacağını umuyorlar.

Araştırmacıların nihai amaçları talebe göre spesifik fonksiyonların eklenip sonuçlarının ne olacağının önceden kestirilebildiği sentetik organizmaların dizayn edilip üretilmesi. Bilim insanları bu yeni hücrelerin tıptan biyokimya, biyoyakıt, beslenme ve hatta tarıma kadar pek çok endüstride faydalanılabileceğine inanıyorlar.

Keşif, bilim dünyasında ileriye doğru büyük bir sıçrama olarak açıklanmasına rağmen Syn3.0’ün ticari potansiyelinin tamamen farkına varılması için biraz daha zamana ihtiyaç var çünkü Dr. Venter ve çalışma ekibi Syn3.0’ün genlerinin ancak 2/3’ünün fonksiyonlarını ancak tanımlayabildiler. Dolayısıyla hala belirlenmesi gereken 1/3’lük bir oran var. Keşif ana köşe taşlarından biri olmasına rağmen genetikçiler hala yaşamı gerçekten neyin oluşturduğunu moleküler düzeyde incelemeye ve temel sorulara cevaplar aramaya devam ediyorlar.

Detaylı bilgi için tıklayınız.

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*

Scroll To Top