Işık tabanlı kanser tedavisini hastalar için daha etkili ve daha güvenli hale getirirken, maliyetini düşürecek yeni bir teknik, Sheffield Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından geliştirildi.
Doktora öğrencisi Jose Ricardo Aguilar Cosme tarafından yürütülüp aynı üniversitenin Malzeme Bilimi ve Mühendisliği ile Onkoloji ve Metabolizma bölümlerindeki disiplinlerarası bir araştırma ekibi tarafından denetlenen çalışmada, tümörlere kanser ilaçları taşıyabilecek küçük karbon nanopartikülleri geliştirildi.
Fotodinamik terapi olarak da bilinen ışık tabanlı terapi, kanser hücrelerini yok etmek için yalnızca ışığa maruz kaldığında işe yarayan ilaçları kullanan ve klinik olarak onaylanmış bir tedavidir. Bununla birlikte, bu ilaçların birçoğu sıklıkla ışık uygulanmasa bile zehirlidir. Bu durum, hastalarda birçok yan etkiye neden olur ve tedavinin başarısız olmasına yol açmaktadır.
Sheffield Üniversitesi araştırmacıları, ilacı tümör içine almanın bir yolu olarak küçük karbon noktaları kullanıp bu ilaçları daha etkin hale getirmeye çalışmışlar. Karbon noktalar çok az toksisiteye sahip floresan nanoparçacıklar olup, bu uygulama için onları son derece yararlı kılmaktadır. Araştırma ekibi tarafından bu nanopartiküller, çeşitli meyvelerde doğal olarak var olan sükroz ve sitrik asit gibi genel içerikler kullanılarak hazırlanmıştır.
Araştırmanın bir parçası olarak, biri ilacın yüzeyde bağlı olduğu PpIX-CD isimli ve diğeri ilacın noktanın içinde olduğu PpIX@CD isimli iki farklı karbon nokta çeşidi geliştirilmiştir. Işıkla aktive olup araştırmada kullanılan ilaç ise protoporfirin IX (PpIX)’idi.
Üniversitenin Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Bölümü’nden araştırmanın danışmanı Dr. Frederik Claeyssens konuyla ilgili şunları söylemektedir: “İlaç bir karbon nokta yüzeyine bağlandığında, melanom cilt kanserine karşı öldürücü etkisini korurken ışık olmadan dört kat daha az toksiktir. Bu durum, ilacın genel etkinliğini arttırmaktadır. Floresan olarak da bilinen yani parlama yapan karbon noktaların ek bir avantajı da, çok küçük yerlere kolaylıkla girmeyi sağlayan büyüklükleridir. Parçacıkların hızlıca tümör hücrelerine girdiğini ve floresanslarının vücutta nasıl hareket ettiklerini ve tümörlerde nasıl biriktiğini gözlemledik.”
Araştırmayı da denetleyen üniversitenin Onkoloji ve Metabolizma bölümünden Dr. Helen Bryant, şunları eklemektedir: “Araştırmamız, tümörleri öldürmek için daha verimli ve daha az yan etkiye sahip olmakla birlikte daha ucuz antikanser ilaçları üretme potansiyeline sahiptir. Bir sonraki aşama olarak, bulgularımızın daha karmaşık kanser modellerine ve nihayetinde hastalara yönlendirilmesi konusunda çalışacağız.”
Mühendislik malzemeleri doktora öğrencisi olan Jose Ricardo Aguilar Cosme ise şöyle demiştir: “Yeni ilaç taşıma yaklaşımlarının geliştirilmesi, ilaçları daha güvenli ve daha etkili hale getirebilir. Kemoterapide ve daha çok klinikle ilişkili kanser modellerinde yaygın olarak kullanılan ilaçlarla karbon noktalarının birlikte verimliliğini değerlendirmek için araştırmamızı genişletmeyi umuyoruz.”